Senin düşüncelerin aslında senin zihinsel alanında meydana gelen bütün düşünceler, sesler, görüntüler yada hayaller değildir, senin düşüncelerin zihinsel alanında meydana gelen o düşünce ve sesler ve görüntü ve hayaller içinden senin kabul ettiklerindir, diğerleri senin düşüncelerin değildir, onlar çevrenin etkileri, hiç bilmediğin etkilerle, yok olma hali sorunlarıyla meydana gelen bu gibi düşüncelerdir, senin düşüncelerini sen sadece kabul edersen onlar senin düşüncen olur, çünkü normalde zihinsel alanlar çok duru ve sessiz ve sakindir ve işte yok olma hali sorunlu dünya yaşamı zihinsel alanlarımızı bu kadar kendi kendine gibi çalışan, olur olmadık yerlerde düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlayan, istemediğimiz tepkileri bile verebilen alanlar halinde getirmiştir.
Ve kabul etme durumunu da yine sevgi ve erdemsel niteliklere göre yorumlamalısın, eğer aklına gelen düşünce erdemsel niteliklere uygun ise kabul et, o senin düşüncendir, ama değilse kabul etme, işte o senin düşüncen olmaz o zaman...
Düşüncelerinin nasıl veya kimin etkisi ile meydana geldiğinin önemi yok, mesela şimdi örnek vermek için yapalım, kötü ve erdemsel olmayan ters bir şey düşün, mesela argo bir kelime düşün, sen üret zihninden, şimdi o düşünce erdemsel nitelik olarak uygun mu, hayır, o zaman o düşüncenin senin olduğunu, senin ürettiğini, seninle ilgili olduğunu kabul etmeyeceksin dediğimiz gibi, ama az önce sen isteyerek ürettin, işte bununda önemi yok, düşüncelerimizi bize ait yapan şey zihnimizde onları kabul etmemizdir, zihinsel alanımızın bu gibi dış etkilere çok fazla maruz kalmasının önlemi olarak kabul etmek erdemsel özelliği kurtarıcısı olmaktadır ve onları üretmemiz değil, kabul etmeniz ile onlar sizin düşünceniz olur ve bu şekilde sen kendinin nasıl biri olduğunu bilirsin... Sen yanlışlıkla da düşünebilirsin, sonucunda onu kabul edersen o senindir, etmezsen senin değildir ve işte bu şekilde zihninizdeki kontrolünüzü ele alın ve sizi rahatsız eden bütün düşünceleri kesinlikle kabul etmeyin...
Çünkü zihinsel alanlarınızın özelliklerini ve içeriğini ve yapısını bilmediğiniz sürece o çok basit ama rahatsız edici düşüncelerin kendinizden ortaya çıktığını sanarak kendinizi sürekli rahatsızlıklar içerisinde bulursunuz. Oysaki o sana ait değil, dışarıdan sana empoze edilmektedir ve bu düşünceyi kabul ederek zihinsel alanında işlemeye devam edince işte artık sana ait olmaktadır... Siz dediğim gibi kötülük üretmek gibi özellikleri olmayan ancak kötülüklerin içerisinde yaşamak mecburiyeti ile kendinizi üretiyormuş gibi sanmak durumunda bırakıldığınız.
Aklına gelen ve seni rahatsız eden o düşünceyi sorgula...
Ve sor..
Bu düşünceyi kabul ediyor musun?
Burada ki kıstasınız erdemsel nitelikleri bulundurmasıdır. Mesela birine şiddet uygulanma ilgili sürekli düşünceler zihinsel alanında beliriyor ve kimileri kendiliğinden olurken kimilerini de sen üretiyorsun ve hatta arzularınla da temas etmiş durum ve işte sen bütün bu düşüncelerin sadece doğru olup olmadığına karar vererek kabul etmemek ilgili oluyorsun ve zihinsel alanında ilgili o düşünceleri hedef kabul etmediğini söylediğinde zihinsel alanında o düşünce sana ait olmuyor ve bir etmiyorsun, iki etmiyorsun, üç etmiyorsun ve sonralarında böyle kabul etmemelerle zihinsel alanın o rahatsız edici düşüncelerden kurtuluyor...İnsanların işte en büyük sorunların biri o rahatsız edici ve kötü düşünceleri kendilerine ait sanıyorlardır ve bu şekilde kendi kendilerini üzmek gibi çok sorunlu durumlar yaşanıyordu...
Unutmayın, zihinsel alanlarınızın görünmeyen ve bütün olumsuz düşünce ve ses ve hayal ve görüntülerden sizleri koruması söz konusu olan erdemsel özelliği Kabul Etmek Erdemsel Özelliği'dir.
Kabul etmek erdemsel özelliğini en başarılı şekilde zihinsel alanlarınız için kullanmak, zihinsel alanlar için ilaç, bakım, onarım ve tedavi ve koruma olmaktadır...